Haberler
Üniversitemiz Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kurucu Başkanı Prof. Dr. İlker Şengül, “1-7 Haziran İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi Haftası” nedeniyle yaptığı açıklamalarda şunlara değindi:

“Flor, klor ve brom elementlerinin altında dördüncü halojen olarak yer alan iyot, Periyodik Tablo Grup XVII'nin bir üyesidir. İyot,  grubunun en ağır ve kararlı üyesi olup, beşinci ve en dış tabakada 126.90447 u atomik ağırlıklı yedi elektron ile [Kr]4d105s25p5 elektron konfigürasyonuna sahiptir. İyot, son derece önemli ve vital endokrin organ olan tiroid glandının düzenli fonkisyonu için yaşamsal öneme sahiptir.

İyot, tiroid hormonları tiroksin (T4) ve triiyodotironin (T3) üretmek için gereken esansiyel bir besindir. İnsan organizması için dışarıdan alınması gereken bir element olan iyodun, sağlıklı erişkinlerde, toplam 15-20 mg’ı geçmeyecek şekilde, %70-80 oranında tiroid bezinde depolanmış halde olduğunu bilinmektedir.
İyodun, düşük ve yüksek alım oranlarının, Tiroidolojide, tiroid hastalık riskini artıran önemli bir belirleyici olduğu bilinmektedir. Homo sapiens için büyüme, nöronal gelişim, üreme ve enerji metabolizmasında gerekliliği ortaya konmuş olan, tiroid hormonlarının yapısında bulunan iyodun hafif ve orta dereceli eksikliği, başlangıçta toksik olmayan genişlemiş bir tiroid glandına ve uzun süreli iyot eksikliğinde, hipertiroidizme yol açar iken şiddetli iyot eksikliği, yetişkinlerde hipotiroidizme ve bebeklerde ve çocuklarda ise kretinizme neden olabilmektedir. İyot eksikliği, dünya genelinde gelişimsel beyin hasarının en önemli önlenebilir nedeni olarak bilinmektedir. Bu nedenle, Dünya Sağlık Organizasyonu (World Health Organization, WHO) tüm popülasyonların izlenmesini önermektedir.

İyot eksikliğinin önüne geçebilmek için son 80 yıl içerisinde, dünya genelinde birçok çalışma yapılmıştır. Bu amaçla; iyot eksikliğinin giderilmesi, İyot Global Ağı (Iodine Global Network, IGN veya eski tanımlama ile Uluslararası Konsey İyot Eksikliği Bozukluklarının Kontrolü için Global Network, ICCIDD Global Network), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (United Nations International Children's Emergency Fund, UNICEF) ile WHO kuruluşlarının ana hedeflerinden biri haline gelmiş ve iyotlu tuz kullanımın özendirilmesi, dünya genelinde, iyot eksikliğinin önlenmesinde dayanak noktası olmuştur. Ülkemiz ve Bölgemiz de dünya üzerinde endemik bir guatr bölgesi olarak bilinmekte olup, dünya nüfusunun büyük bir kısmı halen iyot eksikliği riski taşımaya devam etmektedir. Bu amaçla; 1998 yılından bu yana ve özellikle son yıllarda, Türkiye’de de koordineli yürütülen çalışmalarla, iyot eksikliğinin giderilmesi hedeflenerek, önemli derecede yol alınmıştır. İyot yetersizliğinin önüne geçimesinin tiroid sağlığındaki önemi, Tiroidololjide yerini korumaktadır.”

 
Prof. Dr. İlker ŞENGÜL
Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Endokrin Cerrahisi Birimi